birkaç gün önce kullandığım yeni otoban. pek çok noktasında gişe mevcut. başakşehir'den giren bir araç (bkz: yavuz sultan selim köprüsü)'nü kullanıp (bkz: osmangazi köprüsü)'nü geçtiğinde (bkz: bursa)'ya kadar sadece yolu kullandığı için yaklaşık 210 tl harcamış oluyor. 100 TL de yakıt kullansan 300 TL sadece bursa'ya kadar harcama. bu gidişin bir de dönüşü olacak tabii... hizmet değil, lüks tüketim başka bir şey denmez buna.
ankara üniversitesine bağlı sıhhıye'de yerleşkesi bulunan tarihi fakülte. fakültem.
yapraklar hışırdıyor aklımın pasında,
soldakini kapayıp sağdakini açıyorum,
şefkatle okşayan gerçekçi bir göz.
soldakini kapayıp sağdakini açıyorum,
şefkatle okşayan gerçekçi bir göz.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı tarafından yürütülen bir tiyatro kurumudur. Darülbedayi'den günümüze kadar gelmiştir.
Şehir Tiyatroları
Şehir Tiyatroları
saian'ın sıkı dur geliyorum albümünden harika bir sevi parçası. maalesef devam parçası al sevgilim kanser ol bununla'yı engelleyememiştir.
saian - al sevgilim anne ol bununla | youtube
[Verse 1]
Omzuma yaslan, sol tarafına düşsün en gerçek memleket
Sana benden yadigâr kalsın, akrep bir de yelkovan hepten
Geçsin gitsin zamana boş ver sen o suspus kentime sığdın
Tedbil-i mekanda ben sabitim, cebimde narin boyunlu kadın
Katran gibi demlenmiş bir çay gibi karşılıklı içmek seni
Her güne çıplak etinle başlama telaşı kokunla sersem tenim
Boynunda vebal, koynumda yeşil yekpare elbisen
Ve sen yorganın altına saklanmış
Yine sen bana sek gözyaşınla seslen
Teninde durgun hüzünlü çıplak otorite gibi kıskanç kumral tan
Bir gece üç gibi birbirimizi kaybetmiştik hatta aynı bankta
Beşiktaş ağladı ev yolumuzu gözledi sana ben sözvermiştim
Sözümde durmadım üzdüm seni, sen bana bakma lanet herif
Hâlâ sen ekmek fırınındaki on beş yaşında kırılgan kız
Kuyrukta bekler gelip, adın sanın benim canım o kız
Kirpiklerinde anlam yüklenmiş sırça bir sicim
Sen demek, o sahafta göz ucuyla dinlendiğim huzur
[Nakarat]
Bizim gri rengi dudaklarımız olurdu ağlardık
Yola çıkardım anneler doğardı semalar parlardı
Sen bir türlü tebessüm etmezdin anlardım
Sen bir gülsen, gülmedin ki ben keyfimden ağlardım
Akdeniz kadar büyürdü fevkalade gözlerin ve
Boynundan yekpare dirhem dirhem elbisenle
Bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde
Bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde
[Verse 2]
Üfle şu kandile bitiversin gündüz korkma elimi tut
Yüzüne yüzümü sürtüp başımı dizine gömsem geri dönüp
Sürgüne icabet etmek nimet, senden gelsin gelecekse
Kağıtta harfler ıslak, havari morfin aşkın, göğsün çiçek
Bir gün geldi ve göğü bi' başka sevdi kara kurak topraklar
Tam o gündü ecnebi bi' kentte devrildi binalar
Önümden modern çağın nesnesiyle geçtin gittin
Gerinde sana bi parça beni bıraktı eylül bitti
Her siyah beyaz fotoğraf şeffaf bi' pencere
Sol elin var hep yüzümde bana bi' bukle külfet
Her siyah beyaz fotoğraf şeffaf bi' pencere
Sol elin var hep yüzümde bana bi' bukle küfret
[Nakarat]
Bizim gri rengi dudaklarımız olurdu ağlardık
Yola çıkardım anneler doğardı semalar parlardı
Sen bir türlü tebessüm etmezdin anlardım
Sen bir gülsen, gülmedin ki ben keyfimden ağlardım
Akdeniz kadar büyürdü fevkalade gözlerin ve
Boynundan yekpare dirhem dirhem elbisenle
Bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde
Bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde
[Nakarat sonrası]
Bittiğin bulvarda; yağmur diner gözlerin başlardı
Bittiğin gören her damla senden bir parçaydı
Bittiğin gün elimden tutmuştun kalsaydın
Bittiğin gün öldün, sen doğurdun deniz çıldırdı
saian - al sevgilim anne ol bununla | youtube
[Verse 1]
Omzuma yaslan, sol tarafına düşsün en gerçek memleket
Sana benden yadigâr kalsın, akrep bir de yelkovan hepten
Geçsin gitsin zamana boş ver sen o suspus kentime sığdın
Tedbil-i mekanda ben sabitim, cebimde narin boyunlu kadın
Katran gibi demlenmiş bir çay gibi karşılıklı içmek seni
Her güne çıplak etinle başlama telaşı kokunla sersem tenim
Boynunda vebal, koynumda yeşil yekpare elbisen
Ve sen yorganın altına saklanmış
Yine sen bana sek gözyaşınla seslen
Teninde durgun hüzünlü çıplak otorite gibi kıskanç kumral tan
Bir gece üç gibi birbirimizi kaybetmiştik hatta aynı bankta
Beşiktaş ağladı ev yolumuzu gözledi sana ben sözvermiştim
Sözümde durmadım üzdüm seni, sen bana bakma lanet herif
Hâlâ sen ekmek fırınındaki on beş yaşında kırılgan kız
Kuyrukta bekler gelip, adın sanın benim canım o kız
Kirpiklerinde anlam yüklenmiş sırça bir sicim
Sen demek, o sahafta göz ucuyla dinlendiğim huzur
[Nakarat]
Bizim gri rengi dudaklarımız olurdu ağlardık
Yola çıkardım anneler doğardı semalar parlardı
Sen bir türlü tebessüm etmezdin anlardım
Sen bir gülsen, gülmedin ki ben keyfimden ağlardım
Akdeniz kadar büyürdü fevkalade gözlerin ve
Boynundan yekpare dirhem dirhem elbisenle
Bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde
Bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde
[Verse 2]
Üfle şu kandile bitiversin gündüz korkma elimi tut
Yüzüne yüzümü sürtüp başımı dizine gömsem geri dönüp
Sürgüne icabet etmek nimet, senden gelsin gelecekse
Kağıtta harfler ıslak, havari morfin aşkın, göğsün çiçek
Bir gün geldi ve göğü bi' başka sevdi kara kurak topraklar
Tam o gündü ecnebi bi' kentte devrildi binalar
Önümden modern çağın nesnesiyle geçtin gittin
Gerinde sana bi parça beni bıraktı eylül bitti
Her siyah beyaz fotoğraf şeffaf bi' pencere
Sol elin var hep yüzümde bana bi' bukle külfet
Her siyah beyaz fotoğraf şeffaf bi' pencere
Sol elin var hep yüzümde bana bi' bukle küfret
[Nakarat]
Bizim gri rengi dudaklarımız olurdu ağlardık
Yola çıkardım anneler doğardı semalar parlardı
Sen bir türlü tebessüm etmezdin anlardım
Sen bir gülsen, gülmedin ki ben keyfimden ağlardım
Akdeniz kadar büyürdü fevkalade gözlerin ve
Boynundan yekpare dirhem dirhem elbisenle
Bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde
Bana masal gelirdi kesik kesik her soluk yüzümde
[Nakarat sonrası]
Bittiğin bulvarda; yağmur diner gözlerin başlardı
Bittiğin gören her damla senden bir parçaydı
Bittiğin gün elimden tutmuştun kalsaydın
Bittiğin gün öldün, sen doğurdun deniz çıldırdı
al sevgilim anne ol bununla'yı yayınlayan saian'ın ihanete uğradıktan sonra kaleme aldığı dilimizi biliyor albümünden bir parça.
saian - al sevgilim kanser ol bununla | youtube
[Hook](x2)
Son kez mutlu et beni ve kes el bileklerini
Beni sevdiğin ilk günü düşün ve sök at kalbini
Bunu duyup bir cıgara yak ve öyle dinle şarkım
Şimdi mutlusun ya işte bundan böyle şaşkınım
Geçer gider,doğar güneş rezil köpek
Çıkın düşlerimden sen ve koynundaki ödlek
[Verse: 1]
Yolun sonu göründü sen benim için ölümdün
Asalet yok kanında tam bin parçaya bölündün
Ölü bir kız doğurdun, cennetten kovuldun
Sübyana domaldın, yavşağın tekini bir bok sandın
Adına yaren dediydik, göğsünde halat
Bitmehane geldi arkasından onursuz bir gavat
Onca yeminim senindi, bekle dedim dünya senin
Yüzüme bakmamıştın elimi tuttun sahte gülümsedin
Gözüne bakar ağlar öyle tatlı yalanlar
Beşiktaş'ta başlamıştı orada bitti palavra
Tam 18 yaşındaydık elimi tuttu burada
Şarkılarım sana al sevgilim kanser ol bununla
Biz seninle acı tatlı gördük
Hiç birşeyimiz yoktu ama dünyaya da kördük
Dizlerinden tutunmuştum hayatta tek çaremdin
Tek hayalim bir kızım, bir evim bir de yarendi
[Hook](x2)
"etimden sıyrılmış gibi şimdi korkunç kumral saçlarıyla kadın
Atıl kapasitelerin moleküler bilimin yetersizliği kalp ağrım
Tam göğsünüzdeki karınca yuvaları"
[Verse: 2]
Evde yoksam ayaklarına kar yağardı kesin
Gözü ela, içi siyahtı ve masmaviydi nefesin
Sen özledim derken susup dinlerdik tekmil dünya
Allah'a inanırdım söz veripte gitmeseydin
Kaç kez aldattım seni,gül teninde kara
Bir tekini sevmedim sol göğsümde yara
Tek bir dostun kalsa yanmaz içim
Alnında kocaman kara var doğmamış o piçin
Şimdi günde 7 kez gebertiyorum seni
Görmeliydin beni kanım hiç olmadığı kadar serin
Nasıl tükendik seninle asaletin koyverdi
Dişi köpekten farkın yok idamıma oy verdin
Huzur sabah dağılmış yatakta uyandığımda
Seni derin koklamakta elin sol yanağımda
Istanbul'un her yanında şimdi kokun durur ya
Senden hatıra kalsa n'olur, kalmasa n'olur?
[Hook](x2)
saian - al sevgilim kanser ol bununla | youtube
[Hook](x2)
Son kez mutlu et beni ve kes el bileklerini
Beni sevdiğin ilk günü düşün ve sök at kalbini
Bunu duyup bir cıgara yak ve öyle dinle şarkım
Şimdi mutlusun ya işte bundan böyle şaşkınım
Geçer gider,doğar güneş rezil köpek
Çıkın düşlerimden sen ve koynundaki ödlek
[Verse: 1]
Yolun sonu göründü sen benim için ölümdün
Asalet yok kanında tam bin parçaya bölündün
Ölü bir kız doğurdun, cennetten kovuldun
Sübyana domaldın, yavşağın tekini bir bok sandın
Adına yaren dediydik, göğsünde halat
Bitmehane geldi arkasından onursuz bir gavat
Onca yeminim senindi, bekle dedim dünya senin
Yüzüme bakmamıştın elimi tuttun sahte gülümsedin
Gözüne bakar ağlar öyle tatlı yalanlar
Beşiktaş'ta başlamıştı orada bitti palavra
Tam 18 yaşındaydık elimi tuttu burada
Şarkılarım sana al sevgilim kanser ol bununla
Biz seninle acı tatlı gördük
Hiç birşeyimiz yoktu ama dünyaya da kördük
Dizlerinden tutunmuştum hayatta tek çaremdin
Tek hayalim bir kızım, bir evim bir de yarendi
[Hook](x2)
"etimden sıyrılmış gibi şimdi korkunç kumral saçlarıyla kadın
Atıl kapasitelerin moleküler bilimin yetersizliği kalp ağrım
Tam göğsünüzdeki karınca yuvaları"
[Verse: 2]
Evde yoksam ayaklarına kar yağardı kesin
Gözü ela, içi siyahtı ve masmaviydi nefesin
Sen özledim derken susup dinlerdik tekmil dünya
Allah'a inanırdım söz veripte gitmeseydin
Kaç kez aldattım seni,gül teninde kara
Bir tekini sevmedim sol göğsümde yara
Tek bir dostun kalsa yanmaz içim
Alnında kocaman kara var doğmamış o piçin
Şimdi günde 7 kez gebertiyorum seni
Görmeliydin beni kanım hiç olmadığı kadar serin
Nasıl tükendik seninle asaletin koyverdi
Dişi köpekten farkın yok idamıma oy verdin
Huzur sabah dağılmış yatakta uyandığımda
Seni derin koklamakta elin sol yanağımda
Istanbul'un her yanında şimdi kokun durur ya
Senden hatıra kalsa n'olur, kalmasa n'olur?
[Hook](x2)
karaçalı'nın müziğe veda ettiği şarkı. sonrasında sesindeki yalnızlık'ı yayınlasa da buradan sonrası hep duruk.
karaçalı - sesindeki haziran | youtube
[Verse 1]
Suç olmadan, dönerken bir otopsi sabahından
Doğrulurken öfkenden iki adım uzağında
Boynundan göğsüne denk düşen bulvar
Devrilen binalar Acıbadem Durağı'nda
Hayır, dudak payı yırtık ruhum ayrık
Mukadderat zift tut ki kaldık ayrı gayrı
Saklanma, patika yol, zaman zalim
Fezanın yangınlarından yadigar halim
Objeler ihvanlık, nesneler objektif
Eskimez insanlık eskimoyu katletti
Kan döker, kalbe vermez direktif
Zamanla ağır geldi taktığım sudan bileklik
Göstermez gündüz gözü camımda kör sineklik
Kör bıçaktım, üstümü örtmeseydin
Bıraksaydın da son sözümü söyleseydim
Arar bulurdun gerçekten özleseydin
[Hook: Sample]
Le sol est instable
Il faudra s'en méfier
Malgré la beauté
Du plancher
Le sol est instable
Il faudra léviter
Macher désormais
C'est tombe
[Verse 2]
Aslında şaşkınım, yıllar olmuş attığın
Kurşunun bıraktığı şuurumun sakatlığından
Yanında yattığımdan, dibe battığımdan
Sesimi sildiğimden, şarkımı kısalttığından
Fakülte çıkışı yaktığım sigaraydın
Bu aşkı kılıcım bile karşılayamazdı
Ölümle atlar nasıl yarışır?
Böyle olmasaydı
Biz birbirimizi her zaman üzerdik
Bizim bütün düzenimiz kargaşada düzendi
Sen dudağını kilitlerden, ağlayıp küserdin, inan
Dokunulamayacak kadar güzeldin
Ey, o zalim şüpheyi şakağıma çekiç vuran çelişki
Ey, onun elini tutunca dağılan kalabalık
Gökyüzüne baktığımda saygın bir subay görüyorum
Bu haydut kibrimi bir tarafa bırakıp
[Verse 3]
Ruhun sevmek istediğinden nefret etmek zor
Onsuz ağaç gibisin, hiç akraban yok
Sor: "Kaç semt, kaç durak ağlanır
Kaç eşya ayaklanır, kaç kadın yasaklanır?"!
Aşkın ilk nefes bilgeliğin son gasp edilir
Sabahın körü yüzümde tokat sersemliği
Odam boş, diyelim ki: "Bugün savaş bitti!"
Ne var yani adımlarını alsan geri?!
Bilirsin hayat bir bakıma güzeldir
Dar sokaklar poz veren eski dostlar gibi
Mercedes gibi, turkuaz gibi, yaz gibi
Fazla bir mektup, son bir şans gibi
[Hook: Sample](x2)
karaçalı - sesindeki haziran | youtube
[Verse 1]
Suç olmadan, dönerken bir otopsi sabahından
Doğrulurken öfkenden iki adım uzağında
Boynundan göğsüne denk düşen bulvar
Devrilen binalar Acıbadem Durağı'nda
Hayır, dudak payı yırtık ruhum ayrık
Mukadderat zift tut ki kaldık ayrı gayrı
Saklanma, patika yol, zaman zalim
Fezanın yangınlarından yadigar halim
Objeler ihvanlık, nesneler objektif
Eskimez insanlık eskimoyu katletti
Kan döker, kalbe vermez direktif
Zamanla ağır geldi taktığım sudan bileklik
Göstermez gündüz gözü camımda kör sineklik
Kör bıçaktım, üstümü örtmeseydin
Bıraksaydın da son sözümü söyleseydim
Arar bulurdun gerçekten özleseydin
[Hook: Sample]
Le sol est instable
Il faudra s'en méfier
Malgré la beauté
Du plancher
Le sol est instable
Il faudra léviter
Macher désormais
C'est tombe
[Verse 2]
Aslında şaşkınım, yıllar olmuş attığın
Kurşunun bıraktığı şuurumun sakatlığından
Yanında yattığımdan, dibe battığımdan
Sesimi sildiğimden, şarkımı kısalttığından
Fakülte çıkışı yaktığım sigaraydın
Bu aşkı kılıcım bile karşılayamazdı
Ölümle atlar nasıl yarışır?
Böyle olmasaydı
Biz birbirimizi her zaman üzerdik
Bizim bütün düzenimiz kargaşada düzendi
Sen dudağını kilitlerden, ağlayıp küserdin, inan
Dokunulamayacak kadar güzeldin
Ey, o zalim şüpheyi şakağıma çekiç vuran çelişki
Ey, onun elini tutunca dağılan kalabalık
Gökyüzüne baktığımda saygın bir subay görüyorum
Bu haydut kibrimi bir tarafa bırakıp
[Verse 3]
Ruhun sevmek istediğinden nefret etmek zor
Onsuz ağaç gibisin, hiç akraban yok
Sor: "Kaç semt, kaç durak ağlanır
Kaç eşya ayaklanır, kaç kadın yasaklanır?"!
Aşkın ilk nefes bilgeliğin son gasp edilir
Sabahın körü yüzümde tokat sersemliği
Odam boş, diyelim ki: "Bugün savaş bitti!"
Ne var yani adımlarını alsan geri?!
Bilirsin hayat bir bakıma güzeldir
Dar sokaklar poz veren eski dostlar gibi
Mercedes gibi, turkuaz gibi, yaz gibi
Fazla bir mektup, son bir şans gibi
[Hook: Sample](x2)
15 yaşında rock'n roll meraklısı bir gencin ünlü rolling stone dergisi için bir rock grubuyla yaptığı röportajın hikayesini anlatan oscar ödüllü 2000 yapımı film.
aslında gazeteci arkadaşı merkezine alarak ünlü rock yıldızlarının sahte hayatlarına ışık tutan beni inanılmaz bir şekilde etkileyen filmdir. filmin müzikleri içinse diyebileceğim tek kelime muhteşem olabilir.
ayrıca philip seymour hoffman'ı küçücük de olsa filmde tekrar görüp özlememek elde değil.
aslında gazeteci arkadaşı merkezine alarak ünlü rock yıldızlarının sahte hayatlarına ışık tutan beni inanılmaz bir şekilde etkileyen filmdir. filmin müzikleri içinse diyebileceğim tek kelime muhteşem olabilir.
ayrıca philip seymour hoffman'ı küçücük de olsa filmde tekrar görüp özlememek elde değil.
1972 yılında Abd'de kurulan bir Video oyun dağıtımcısı ve üreticisidir. Bir marka ismiyken insanların ürün adı olarak benimsemesiyle tüm oyun markalarının adını kapsayan bir markaya dönüşmüştür. Oynadığımız tüm cihazların atari olması gibi ya da oyun salonlarının, atari salonlarına dönüşmesi gibi diyebiliriz.
Doksanlar deyince otomatik aklımıza gelen ilk iki arabadan birisidir. Bir diğeri benim için europa'dır. 90'larda çocuk olanlar babam öyle diyor reklamlarını mutlaka hatırlayacaktır.
Babam öyle diyor
Babam öyle diyor