Ben ve nick altı.
Eski sözlük alışkanlıkları
Kimseye kaptıracak değiliz.
Sosyal medya ve internetin bireyleri yerellikten küreselliğe taşıması birçok konuda yenilik getirmiştir; birey yerelde kendi ilgi alanları ile ilgili insanlara ulaşmada zorluk çekerken yeni ortam sayesinde kendi ilgi alanlarına yönelik arkadaş grupları ile irtibata geçmenin şansını yakalamıştır. Bu bağlamda, sosyal medya iletişim kurma şeklimizde dönüşüm yaratmıştır. Günlük yaşamda ulaşmada güçlük çekilen bürokrat, sanatçı vs. kişilere sosyal medyadan mesaj/yorum yazılabilir ve cevap alınabilir olunması iletişim alışkanlıklarımızın değiştiği yönündeki göstergelerdendir. Söz konusu sosyal medya kullanımının alışkanlık haline gelerek günlük yaşantımızın bir parçası olması durumu, siyasilerin ilgisini çekmiş ve çeşitli yasaklar çıkarmalarına sebep olmuştur. bu gibi platformlarda bu yasakların gündeme getirmemize neden olmuştur.
günümüz türkiye'sinde malesef insanlar sosyal medyada paylaştıkları, dile getirdikleri, fikirler ve ifadelere karşılık kanun koyucu tarafından şiddet uygulanarak tutuklanabilmektedir. elle tutulur bir zarar ziyan yaralama olmamasına ragmen çeşitli yasaklara maruz bırakılarak kendilerini seçen halkı korkutarak yönetmeyi kendilerine görev belleyen zübükler reel hayatta olduğu gibi sanal hayata da müdahale etmektedir. (bkz: yasaklar ülkesi türkiye)
izmirde alsancak ve bostanlıda şubesi olan, sahiplerinin dünyanın bir çok yerindeki bit pazarlarından topladıkları eşyalarla süslenmiş güzel gezgin konsepti olan, epey bira- viski çeşidini ve dünya mutfağından yemekleri menüsünde barındıran mekan. biraz tuzlu ancak güzel kampanyaları olabiliyor. ispanyolca da 'kapı' anlamına gelmektedir.
Kendisi cumhuriyetin ilk üniversitesidir. Oturmuş ve köklü eğitim anlayışıyla kalitesini hala kaybetmemiştir. Ancak bu günümüzde ülkemizin en kötü yönetilen üniversitesi olduğu gerçeğini saklayamamaktadır. En fazla ödenek alan ikinci devlet üniversitesi olmasına rağmen ticarethane gibi yönetilmektedir. Yemeklere ve yurtlara art arda gelen zamlarla özel üniversitelere kafa tutmuştur. Diğer üniversite öğrencilerin 1.5 liraya yedikleri yemeği bu üniversitenin öğrencileri 3 liraya yemektedirler. Üstelik yemekler gerçekten çok kötüdür. Öyleki dtcf ve cebeci kampüsündeki yemekhanelerde kurtçuklar çıkmıştır. Evet bildiğimiz kurtçuklar. Yurt konusuna hiç değinmeyim hem özel yurtlar kadar pahalı hem de yemek hizmeti bulunmamaktadır. Üstelik dtcf, ilef ve mülkiyeden alanında onlarca uzman hoca azledilmiştir. Ankara üniversitesi bu hâle düşmemeliydi.
büyükdedesi sakız adasında doğmuş ve istanbulda çalışmış, babasının ona, biz türk sayılırız demiş olduğunu öğrendiğim ödüllü oyuncu. adama garip bir sempatim var.
Gerçek adı: mücahit turan olan ve raf şarkısı ile adını müzik piyasasına duyuran yetenekli müzisyendir. şarkıyı ilk dinlediğimde çok güzel gelse de kısa zamanda tüm koton, colins, lcw playlistlerinde yerini almış. Hatta o kadar piyasanın altına düşmüştür ki nerede bir çakal arabası var orada bu şarkı duyulur olmuştur. Umarım çizgisini bozmaz diyeceğim fakat çizgi mizgi kalmadı...
Ezhel'in son albümü olan ''müptezel'' de yer alan şehrimin tadı adlı hitinin içinde geçen bir söz dizimidir.
Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!



Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehrene ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.

Garb'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
''Medeniyet!'' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri ''toprak!'' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden İlahi şudur ancak emeli:
Değmesin ma'bedimin göğsüne na-mahrem eli;
Bu ezanlar -- ki şehadetleri dinin temeli --
Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -- varsa -- taşım;
Her cerihamda, İlahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım!
O zaman yükselerek Arş'a değer, belki, başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.


Mehmet Akif ERSOY
Türkiye'de, ilköğretim okullarında her sabah okunan, 23 Nisan 1933 günü Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip tarafından hazırlanmış ve o günden ekim 2013'e kadar okunmuş şiirdir. bu ant özellikle atatürk'ün öldüğü gün türk gençleri tarafından atalarının arkasından okunarak ayrı bir önem kazanmıştır.


Öğrenci andı 1997'de yapılan son revizyonla beraber bugünkü halini almıştır. bu revizyonlarda (bkz: atatürk) ile ilgili yerler sistemli bir şekilde müfredattan çıkartılmıştır.

son yıllarda örümcek kafalı insanların milli eğitim bakanlığı gibi görevlere getirilmesiyle (bkz: nimet çubukçu) ekim 2013 te tamamen kaldırılmıştır.

Türküm,
Doğruyum,
Çalışkanım,
İlkem;
Küçüklerimi korumak,
Büyüklerimi saymak,
Yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ey büyük Atatürk;
Açtığın yolda,
Gösterdiğin hedefe,
Durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım;
Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!

1972-1997 arası:

Türküm,
Doğruyum,
Çalışkanım!
Yasam;
Küçüklerimi korumak,
Büyüklerimi saymak,
Yurdumu milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm yükselmek ileri gitmektir.
Ey bugünümüzü sağlayan ulu Atatürk!
Açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım;
Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!

1933-1972 arası;

Türküm,
Doğruyum,
Çalışkanım!
Yasam;
Küçüklerimi korumak
Büyüklerimi saymak,
Yurdumu milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm yükselmek ileri gitmektir.
Varlığım;
Türk varlığına armağan olsun.öğrenci andı - ogrenci-andi-EwHEx