Merhaba ben komünizm,

100 milyondan fazla insanın ölümüne sebep oldum, benim yüzümden milyonlarca insan komünist partiyle aynı fikirleri paylaşmadığı için çalışma kamplarında ölüme mahkum oldu, hangi ülkede denendiysem o ülkede düşünce ve ifade özgürlüğü bitti, hangi ülkede denendiysem bir diktatörlüğe dönüştüm...

ama olsun, onlar gerçek ben değildim, çünkü gerçek komünizm hiç denenmedi.

kapitalizm her ne kadar haksızlıklar içeren bir sistem olsa da, on milyonlarca insanı açlık sınırından orta sınıfa çıkardı ama ben daha romantik bir sistemim.

hadi bütün gücü, üretim araçlarını, hayatlarımızı dizayn etme hakkını merkezi bir hükümete verelim mi ?
+burada yaşayınca insanın boyu uzuyor galiba
-abla burada insanın ömrü uzar ömrü

gerçekten de öyle bir ülke.
ben yaya olarak geçiş üstünlüğüme yeni adapte olmuşken yeşilde trafiği kitledigimin farkına vardırılmadım. şöyle ki; ljubljana'da kiraladığımız arabanın deposunu doldurucaz, dönecek yer arıyoruz. neyse kırmızıda bekliyoruz u dönüşü yapmamız lazım ama yapılıyor mu bilmiyorum ilk kez araba kiralamışım o da kyk'nın kredi kartıyla güç bela, kurallar da katı malum avrupa'da araç kullanma gerginliği.. navigasyon ne gösteriyor falan derken o ara bize meğer yeşil yanmış biz tekrar kırmızıya dönerken farkettik. kardeşim diyor ki 'abla takip etmiyor musun ışıkları!!' oğlum dedim ne bileyim kimse de kornaya basmadı ki!
gercekten kimse kornaya falan basmadı en ufak bi aksilik nişanesi yoktu. şöyle bi aynadan arkadaki araçlara baktım. adamlar öyle bekliyorlar kimse sövmüyordu da arkamdan. insan mahcup olamıyor hayranlık duymaktan.
araba kiralarken de ben hesapta para var diye hiç kredi kartı olayını düşünmedim meğer debit kartla olmuyormuş o işler. kredi kartı da dolu. (zaten 500 lira limiti var) neyse dedim karta para atayım. ta taaaa bayram 10 gün tatil ve farklı bankadan para gönderemiyoruz. mecbur kiralayamadan çıktık. sağanak yağmur zaten sırılsıklam olmuşuz. bi taksiye atlayıp cuma namazı için aldığımız adrese gittik. kardeşim gitti ben yakındaki kafede yeşil çay içip kyk kredi kartıyla yola çıkmamı arkadaşlara yazıyorum gülüyorum halimize falan. arkadaş dedi ki benim de hesap ziraat ben sana atayım gitmişken gezin ne olacak (o gün son günümüz ve bohinj'e araç kiralayarak gidebiliriz vakit kazanabilmemiz için). neyse olur mu olmaz mı derken arkadaş parayı atti biz yine taksiye atlayıp sixt'e gittik. yeşil yanarken kornaya basmayan sloven hoşgörüsü 800 tl alması gereken depozitoyu tekrar uğraşma boşver sen bana karttan ne kadar çekebiliyorsam onu söyle dedi. 500 lira aldı. aracın parasını nakit verecektim onu da almadı üstünü ben karta iade ederim dedi. ve bize muhteşem bir gün hediye etti. (bu muhteşem kıymetli arkadaşım başrolde tabi ki) o yağmurlu günde hem gezdik hem gece otobüsü yağmur altında soğukta değil arabada korunaklı bi şekilde bekledik. hem de günlerdir ilk kez sırtımızı dinlendirdik.
alabildiğince yeşil (%70) muhteşem bir ülke. küçük, sakin ama yeterli. inanılmaz huzurlu. ileride yaşamak ya da her fırsatta tatil yapmak istediğim ülke sanırım.
- aloo abi bi siparişimiz vardı ya nerde kaldı acaba ?
- abi çoktan çıktı sipariş birazdan gelir.

- 50 bozuk var mı abi ?
- valla yok canım
Slovenya'nın başkentidir.
Lubyana güzeldir, gece nehrin etrafı canlıdır. Şehrin giriş ve çıkışında sürekli otostop çeken insanlar görürsünüz. İnsanlar alışkınlar, Otostop çektiğimiz noktadan kaynaklı sanırım 3 saat beklemişliğimiz var 😐
Gece şehrin resmi dairelerinin de yakınında olan Tivoli parkında çadırınızı kurup rahatlıkla uyuyabilirsiniz.
Bu kafayı hiçbir zaman anlayamayacağım. (bkz: yüzsüzlük)

Edit: Hayır bir de aramaya değer bile görmüyorlar, kıytırık bir mesaj. İnsan ses kaydı atar bari. Kim veriyor size beni rahatsız etme hakkını.
devasa buzul kütlelerinden oluşan grönland dünyanın en büyük adası ve danimarka'ya bağlı. adayı ziyaret için schengen vizesinin yanı sıra danimarka konsolosluğundan özel izin almak gerekiyor. nuuk başkenti, diğer şehirler için aktarma merkezi olan kangerlussuaq ise dünya üzerinde kuzey ışıklarının gözlemlenebileceği en muhteşem şehir imiş! kuzey ışıkları gerçekten de nefes kesiyor. adanın en turistik şehri ise ilulissat, dünyaca ünlü iceberg bankası bu şehirde. kışın ziyaret daha cazip olmakla birlikte sadece 3 tane tur var ancak yazın her gün aktivite bulmak mümkün.
uluslararası teknik örğrenciler staj değişim programı
okulunuzda varsa mutlaka lokal komitelere kaydolun yoksa da kurun. cebinizden para çıkmadan dünyanın herhangi bir yerinde kendi okuduğunuz alanda maaş alarak çalışabilirsiniz.
yerli halkı mada der. başkenti antananarivo, yine yerli halk tarafından kısaca "tana" olarak kullanılmakta :) her ne kadar kendisi ucuz bir ülke olsa da bilet fiyatları 4 ila 5 bin TL arasında seyrediyor. geçen ramazan’da ise 2600 TL’ye kadar düşmüştü. yolculuk yaklaşık 13 saat sürüyor. şehirlerdeki oteller temiz ve ucuz (günlük 30 TL’ye şehir merkezinde çift kişilik oda bulmak mümkün) ancak şehir dışına çıktığınız anda hem otellerin hem de takip edilen yolun kalitesi inanılmaz düşüyor.
Devasa bir ada ülke olan madagaskar’ın her yerine karayolu ile ulaşım mümkün değil, 34.476 km’lik karayolunun sadece 5.613 km’lik bir kısmı asfaltlanmış durumda ve asfaltlı yollar bile yer yer büyük çukurlarla dolu…
halk genel olarak İngilizce bilmiyor. resmi diller Malgaşça (Malagasy) ve Fransızca.
faaliyetler genelde gruplara yönelik. Tek kişi olduğunuzda ise neredeyse iki katı fiyat talep ediliyor. şehirlerarası ulaşım uçakla (çok pahalı), taksi brousse (çeşitli boyutlarda mini dolmuşlar, gayet uygun ama minimum 10 saat süren sıkış tıkış yolculuklar) veya araç kiralama ile mümkün. güvenilir seyahat acentelerin sunduğu standart araçların şoförle birlikte günlük kirası 30 eurodan başlarken, 4 X 4 araçların kirası 50 Euro (yakıt hariç).
bilhassa baobab ağaçlarının yer aldığı morondova şehri görülmeye değer.
vize ücreti Türkiye’den alırsanız 35, kapıda alırsanız 25 euro. aşı zorunluluğu yok ancak sıtma riski yüksek ve ilaç kullanımı tavsiye ediliyor.
yerli halkın famadihana (ölü döndürme) gibi oldukça ilginç gelenekleri var.