super mario

çocukluğumun efsane oyunu. mario adlı kırmızı giyen, pala bıyıklı bir boru tamircisiyle, prensesi kurtarıcam die 8 bölüm abidik gubidik yerlerden zıplıyorsun, deişik canavarların kafasına vuruyorsun. bide luigi var, kuzeni. aynının yeşili. umarım aynı prensesi kurtarmaya çalışmıyorlardır.

edit: kuzeni değil ikiziymiş. ben de neden bu kadar benzio gavatlar diyorum.

super mario bros. sıhhi tesisat dükkanına sahip ikiz kardeşlerin(mario&luigi mario) bir karının peşinden koşmasının hikaye edildiği nintendo'ya ait video oyunudur.

90’lı yıllarda çocuk olanlara iş gücü bırakıp karı-kız peşinde koşmayı öğütlemiştir.

hafta sonları babamla birlikte pür dikkat oynadığımız küçüklük oyunuydu, o kadar prensesi kurtardık da ne oldu.

özellikle 90 neslinin büyüdüğü bir oyun kahramanıdır. hani o tünelden aşağıya bilinmezliğe indiğimiz o an varya, en sevdiğim şeydi!

yoshie’s island’ı snes emülatörüyle hala oynadığım oyundur.

bitirmek için 2-3 tane kol kırdığım oyun. hala bitiremedim gerçi.

Süper mario kafasının peşinden gitseydi ölüp ölüp dirilmezdi hep libidosunun peşinden gitti hem prenses aldatıyormuş onu.

90'ların sevilen atari oyunu demek isterdim ama bu kadar klişe bir tanım yakışmaz mario reyize daha doğrusu tanımlanamaz yaşanarak öğrenilir ancak...

kendisi ispanyollara benzeyen,
ingilizce konuşan, japonlar tarafından tasarlanmış, italyan bir tesisatçı olan video oyunu karakteridir.

Oyun, türk erkeklerinin seks hayatını anlatır.
Bir türk genci, istediği şeye ulaşmak için bir kızın peşinden türlü taklalar atar ve kızla birleşince 5 saniyelik hazdan sonra oyun yeniden başlar.

yine bir kızın peşine düşüttürüp oynadılar bizimle