ex erasmus

Döndüğünde aslında her gün gittiğin bakkalın bile farklı gelmesidir. En sevdiğin arkadaşlarınla birlikte gittiğiniz restoranta sen hariç herkesin yemeği çok lezzetli bulmasıdır. Sen daha iyisini yemis, en iyilerini içmişsindir çünkü. Bir süre sonra hayatı daha çok sorgularsın, madem benim olmayacaktın, neden oldun diye. Acıdır. Ha bir de kimse anlamaz ve zaman zaman "iyiki bir gitti ha" olarak yargilanirsin.
ilk zamanları ders saydırma belge teslim etme telaşlarıyla geçer bu dönüşlerin. sorgulama bu işlemlerden sonra başlar
Döndükten sonra "arkadaşım" dediginiz insanlar tarafindan yadirganmanizdir, daha eglenceli, hayattan daha cok zevk alan biri haline geldiginizden dolayi arkanizdan "cok degisti ya o" diye seyler soylenildigine sahit olur ama hicbirini umursamadan kendi ulkenizi gezmeye calisirsiniz. Ancak avrupada yeten para ne yazik ki burada yetmeyecektir, ulasim pahaliligi, yeme icme pahalılığı derken kendinizi yaşamı sorgularken bulursunuz. Zordur ama atlatilmaz değildir. Kendinizi surekli mesgul etmeye calisir, surekli kendinizi gelistirici etkinliklere katilmaya calisirsiniz ve bunun sonucunda muhtemelen işini en iyi yapanlardan biri olur, özgüveni yerli yerlinde, guzel bir ozgecmisle de mezun olup hayatiniza devam edersiniz.
insana türkiye'ye exchange öğrenci olarak gelmiş de bir dönem sonra geri dönecekmiş gibi hissettiren sendrom. çoğu kişi için ders çalışmaya odaklanamama yemeden içmeden kesilme, çevreye bir çeşit gelişmemiş uzay medeniyetine gelmiş gibi bakma şeklinde görülen erasmus sonrası depresyonu. bazılarında ise sadece derse odaklanıp sosyal hayattan tamamen kopma, insanlarla konuşmama, iletişimi kesme şeklinde görülen sendrom. bir süre sonra öğrenci normal hale dönecek ancak hiç bir zaman telefonda eski fotoğraflara bakmadan duramayacaktır.
hele ki erasmus dönüşü indiğiniz yer adana ise otogarda kollarınızdan çekiştiren amcalarla tam bir sendrom başlangıcıdır.
benden bir önceki entryi giren arkadaşın "mickiewicz" kullanıcı adını görünce, gözlerimin dolmasıdır.