efsane tiratlar

(bkz: engin günaydın)’ın (bkz: yeraltı) filmindeki tiradı efsaneler arasındadır. Konuşması şöyledir:

Sevgili Generalim Cevdet Bey! Pardon, Cevat Bey ve kadirşinas yalakaları!

Şunu iyi bilin ki; gösteriş budalası insanlardan, gösterişli laflardan, gösterişin kendisinden hiç hoşlanmam! Bu, bir… Kibirden, kendini beğenmişlikten, “Bütün bu dağları ben yarattım” havalarından, süslü kişiliklerden nefret ederim! Bu, iki… Yalakalardan, yalakalıktan, yalakaca edilmiş laflardan ve davranışlardan da nefret ederim! Bu, üç…

Dördüncüsü… Gerçeği, içtenliği ve samimiyeti çok severim. Ve Dostoyevski’nin dediği gibi; gerçeğin, her şeyin üstünde, zavallı egoların bile üstünde tutulmasını isterim. Arkadaşlığın, karşılıklı, açık sözlü ve yalansız olanı için canımı veririm! Evet buna bayılırım Sayın Generalim! Arkadaşlık, hassaslık ve incelik isteyen bir iştir; öyle kabalığa, özensizliğe, alaycılığa gelmez!

Daha ne söyleyecektim… Neyse, niye uzatıyorum ki? Yine de şerefinize Sayın Generalim! Güle güle gidin İstanbul’a. O kahpe Bizans’ı bizim için fethedin! Oradan da sürün atınızı batıya, Viyana’ya. Nobel’di, Oscar’dı ne bulursanız getirin Ankara’ya!

Şerefinize Sayın Generalim! Şerefinize!

Mükemmel sahneyi İzlemeniz için Tıklayın
fransız asıllı bir kelimedir. oyunda oyuncunun kendi iç dünyasını anlattığı ve tek parçada söylediği en etkileyici repliktir. aslında tirat demek sadri alışık demektir.

evet, tirat deyince aklıma sadri alışık gelir benim. sana layık değil'imin taksici osman 'ı gelir, ah güzel istanbul'un asilzadesi haşmet ibrikçioğlu , ofsayt osman , balıkçı kazım , efkarlı arif , avare sedat , hüsnü 'nün müjgan için çektiği ah gelir aklıma.