aylak adam

yusuf atılgan’ın kitabıdır. bütün kitapları gibi bu da bir şaheserdir.

ayrıca her okuduğumda ana karakteri ‘C.’yi fokur fokur kıskandığım kitaptır.
her yolculuğumda yanıma aldığım ve yolculuk biletlerimi içinde sakladığım kitap. her okumamda arasından çıkan farklı farklı biletlerim ayrı bir his katıyor bana. kitaba dönecek olursak müthiş şaheser her şeye karşı çıkan aykırı bir adam... “sustu. konuşmak gereksizdi. bundan sonra kimseye söz etmeyecekti. biliyordu; anlamazlardı.” it’s me!
hayatımda okuduğum en ama en etkileyici, en iyi kitaplardan biridir. şöyle anlatayım, spoiler değil, sayılmaz yani:

kitabın bir bölümünde, bir kadının düşüncelerini okumaktayız. kadın, duygularını o kadar iyi tahlil etmişti ve o kadar iyi anlatıyordu ki şöyle düşündüm: "ben daha kendi duygularımı tam olarak kendime anlatamazken, kadın hem tespit etmiş, hem de bunu edebi bir seviyede tarif edebilmiş... ve gerçekten de böyle hissediyor insan, ne kadar güzel anlatmış, ne kadınlar var..."

iki cümle ilerisinde, karakterin gerçek olmadığını, yazarın da hali hazırda bir kadın olmadığını hatırlayabildim ve kitabı kapatıp durumu idrak etmeye çalıştım. bir kadın olarak bile tarif edilmesi zor duyguları, bir erkek nasıl bu kadar iyi anlatabilirdi? üstelik bu duyguları bir kadın olarak yaşamadan anlatmıştı ve ben okuduğum cümlelerin gerçekten de bir kadın tarafından yazıldığına inanmıştım. bir ilktir benim için.

aylak adam harika bir kitap, yusuf atılgan harikulade bir yazardır.
türk edebiyatının başyapıtlarından .

yayınlandığı 1959 yılından sonra kendinden sonra gelen her aşık erkek karakterini etkilemiş , bir adı bile olmayan karaktere sahip yusuf atılgan şaheseri.
“Birden kaldırımdan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi…” sözleriyle başlayan ve çok sevdiğim yusuf atılgan romanı.