90'larda çocuk olmak

90'lı yıllarda sokakta top oynamış, meyve ağaçlarına dalmış, kaldırım köşelerinde kart ve taso oynamış, atari kaseti almış, gerçek ronaldo'yu televizyonda izlemiş, radyo'dan çelik, yonca evcimik dinlemiş aynı zamanda çarkıfelek, şahane pazar, reha muhtar ile ana haber izlemiş saymak ile bitmeyecek şeye şahit olmuş nesildir.
30 yaşında bir adam olarak özlediğim çocukluktur. o samimiyet o masumluk. insan cidden özlüyor.
son yıllarından yakaladığım kavramdır. yine de etinden, sütünden, meyvesinden yararlandım. bu kavramın insana kattığı bazı şeyler var. insanlara hala güvenebilen son çocuklarız mesela, sokağa çıkıp rahatça oynayabilen son çocuklarız. bir de o dönemin muhteşem çocukluk çizgi filmleri var (bkz: unutulmaz çizgi filmler)
teknolojiden uzak, sokak hayatında büyümüş olan nesildir. her oyunu sokakta oynamışlardır.
-yakar top
-saklambaç
-ortada sıçan
-cilli, bilye, misket
-sek sek
-beş taş

ah ah nerde o eski abur cuburlar!
-yumiyum
-leblebi tozu
-patlayan şeker
Türkiye'nin son reel neslidir. Arsada futbol, taso, atari ve akşam ezanına kadar sokaklarda oynayarak çocukluğunu geçiren son şanslı nesil. Sonraki nesil PC başında 'sosyalleşti'.
güzeldir 90'lar, ne kadar tipsiz giyinsen de güzeldir, akşam ezana kadar top oynarsın, kaset kaydedersin, mahallenin abileri senle top oynar daha büyük abiler deri ceketli falandır özenirsin, salçalı ekmeği yer dışarı çıkarsın seksenlerin siyasileri yaşlanmış sen de sorgulamaya sormaya başlarsın sağ nedir sol nedir eee boşver mahalle maçı var ona yetiş.
Mahalle arkadaşlığı ve komşu kelimesinin anlamını bilen büyümüş çocuklardır.